Trump, üstelik rakibi Kamala Harris’e ciddî bir fark atarak seçimi kazandı. Bu, hem ABD hem dünyâ için hayli rahatlatıcı bir gösterge sayılabilir. Çünkü seçimlerden evvel, Trump’ın çok küçük bir farkla seçimi kaybetmesi durumunda müsellah Trump taraftarlarının isyan etmesi ve ABD’yi bir iç savaşın eşiğine sürüklemesi ihtimâlinden endişe ediliyordu. Artık önümüzde tartışmalı ve istikrarsızlık doğuracak puslu bir zaman koridoru görünmüyor. Diğer taraftan, Trump Başkanlık seçimiyle berâber hem Temsilciler
Trump Beyaz Saray’daki ofisini kullanmaya başlayacağı ocak ayına kadar, iki ayı mütecâviz bir zaman var. Bu zaman zarfında, dünyâ devletleri kendi mıntıka (ev içi ve mahalle) temizliklerini yapacaklar ve yeni Trump devrine hazır hâle geleceklerdir.
Trump’ın zâfer kazanmasından en fazla mutlu olan kişilerin Orban, Putin ve Netanyahu’nun olduğunu söylemek mübalağa sayılmamalıdır. Elbette AB’nin müesses nizam parti ve elitlerinin karaların bağladığını tahmin etmek zor olmasa gerekir. Ama yetmez; kara kara düşünenlerin başında Çin Komünist Partisi ve Şi Cinping’in geldiğini düşünüyorum.